Prenses Kate bizi neden bu kadar ilgilendiriyor?

Prenses Kate bizi neden bu kadar ilgilendiriyor?

Haftalardır dünyanın dört bir yanından sosyal medya kullanıcılarının sordukları ortak tek bir soru vardı: “Kate Middleton nerede?” 

İngiltere’nin çok sevilen prensesi Kate Middleton uzun bir süredir gözlerden uzak ve sarayın bu durumu açıklamaya yönelik çabaları insanların kafalarındaki soruları gidermek yerine endişelerini daha da arttırdı. Az önce yapılan basın açıklaması ise, korkuların yersiz olmadığını gösterdi. Kate Middleton kanser tedavisi görüyordu ve bu süreçte gözlerden uzak kalmayı tercih etmişti.  Uzun süredir beklenen bu açıklama sadece İngiltere’de değil, tüm dünyada yoğun bir üzüntüyle karşılandı. Peki dünyanın diğer ucundaki bir ülkenin prensesi bizi neden bu kadar ilgilendiriyor? 

Aslında burada sosyal medya dinamiklerinin çok büyük önemi var. Sosyal medya ve dijital tüm mecralar bize ünlülere, soylularla tek yönlü bir etkileşim imkanı sunuyor. Kate’in kayboluşuna ve sonrasındaki sağlık durumuna böylesine kilitlenme, aslında parasosyal etkileşimin bir yansıması. Parasosyal ilişki, bir ünlüyle duygusal bağ kurmak, sanki uzaktaki bir arkadaşınız gibi onun hayatının detaylarını izlemek, takip etmek anlamında kullanılıyor. Dijital çağda ünlü ve sıradan halk arasındaki sınırlar silikleşiyor, şeffaflık beklentisi içine giriliyor. Bu bağlamda, son haftalarda Kate’in ortalarda görünmemesi, kayboluşu bir çok kişinin merak duygusunu tetiklerken, bu belirsizliğin yarattığı rahatsızlık hissiyle baş etme işlevi gören komplo teorileri yazılıp çiziliyordu. Çünkü herkes kendini, böylesine topluma mal olmuş ünlü ve tanınmış bir kişiden net yanıt bekleme hakkına sahip hissediyordu. Aslında bir yerde, Kate üzerinden kendi yaşantımızdaki bir belirsizlikle baş etmeye, o belirsizliği netleştirmeye çalışıyorduk. 

 Kate’in kayboluşuna ait hassasiyetimizde onu nasıl algıladığımızın önemli bir rolü de vardı. Kendisinin saray yaşamının gerekliliklerini yerine getiren, saygılı, güzel,özverili, tahammüllü, mütevazi bir imajı olduğundan söz edebiliriz. Bu anlamda da günümüzün Prenses Diana’sı olarak kabul ediliyor çoğu zaman. Bu da beraberinde Kate’in mağdur edilme, zarar görme ihtimaline yönelik vicdani bir hassasiyet yaratıyor. Komplo teorilerine bakıldığında da zaten aldatılma, öldürülme gibi senaryolar gözümüze çarpıyordu. Haksızlığa uğramış, zarar görmüş, mağdur edilmiş bir kişi üzerinden aslında kendi içimizdeki zarara, haksızlığa uğramaya, mağdur edilmeye dair hassasiyetimiz, duygumuz ortaya çıkıyor diyebiliriz.

Yapılan açıklamanın ardından ise onun için haftalardır endişelenen, dünyanın dört bin yanından binlerce kişi tweetleri, mesajlarıyla ona destek olmaya çalışıyor. Halktan Kate’in Prenses Kate’e dönüştüğü ve böylelikle hepimizi mucizelerin gerçek olduğuna inandıran bu peri masalında bir anda aslında şunu fark ediyoruz: Onun hayatı da  toz pembe değil.  Tıpkı bizimki gibi.