Eşim ailesine çok düşkün!

Eşim ailesine çok düşkün!

Evlilik terapilerinde en sık konuştuğumuz konuların başında kök aile (içine doğup, büyüdüğünüz, anne baba ve varsa kardeşinizinden oluşan aile sistemi) ile olan sorunlar gelir. Yıllardır değişmeyen bir durumdur bu. Özellikle nispeten genç yaşlarda evlenmiş çiftlerde, ikisine ait alandaki sorunlara gelemeden kök aile ile ilgili şikayetleri dinlediğim seanslarımın sayısı epey fazladır. Anneler babalar da oturur sanki onların yanında, fiziksel olarak olmasa da ruhsal olarak varlardır. Onlar da konuşur, izin vermezler adeta ikisine ait özel bir alana.

 ‘Ben ve biz’ olamayan nice genç evlinin yazgısı gibidir bu senaryo. İki kişinin değil, ailelerin birleşmesidir evlilikler çoğu zaman ülkemizde. Bu nedenle de evlilik kimi zaman bir güç savaşının, kimi zaman psikolojik baskının tam göbeğinde olma hali olabiliyor. Bundan zararlı çıkansa elbette güzel duygularla, umutlarla yola çıkmış çift oluyor.

“Eşim ve ailem arasında kalıyorum” şu ana kadar en çok duyduğum şikayet cümlelerinden birisi olabilir! ‘Ben, biz ve onlar’ın nasıl birbirine karıştığının en net örneği gibidir bu cümle. “Ben ve biz olmayı başaramamış çiftlerin ‘onlar’la meselesi de bitmez.

Geçmişten bugüne taşınan anne kız, baba kız, anne oğul, baba oğul ilişkisinin her birine dair ne varsa, evlilik öncesinde bir bir gün yüzüne çıkar, eski yeni birbirine karışır. Aslolan iki kişiyken, annelerin, babaların, toplumun normları ve değerleri istila eder o ikilinin hanesini.

Sevdiği kişiyi mutlu etmeye çalıştığında annesine ihanet ediyor gibi hisseden erkekler, otoriter babasının isteğini reddettiğinde onun sevgisini ve kabulünü kaybedeceğine inanan kadınlar bu ilişki ağını ve bireysel duygusal zorlanmalarını ve sevdiklerine olan etkisini fark edemediğinde ilk çatlaklar oluşur. O ilk çatlak önemlidir. Bu fark edilmediğinde, o çatlak giderek büyür, yarığa dönüşür. O yarık iki kişiyi, yepyeni bir hayata ve döneme başlarken birbirinden ayırmıştır bile. İlişkilerine dair başka sorunlar hep bu çatlak ve yarık üzerinde konumlanır. 1-0 yenik başlamışlardır hayalini kurdukları hayata.

Evlendikten sonra ailenizle aranızdaki sınırı nasıl çizebilirsiniz?

Eğer siz de kök ailenizden ayrışmakta sorun yaşıyorsanız, önce kendi iç dünyanızda bir çalışma yapabilirsiniz. İçinizde bir yerlerde, anne-babanıza hayır derseniz, itiraz ederseniz onları çok üzeceğinize, kıracağınıza, kötü bir evlat olacağınıza inanan parçanızla temasa geçip, ayrışmaya dair kaygılarınızın farkında olmakla başlar her şey. Yıllar boyunca ana kucağında olduktan sonra yürümeye başlamak gibidir belki de bu durum. Büyümek gerekiyordur artık. Kolay olmayacaktır da. Ama bu yolun sonunda, hem kendinizi, hem eşinizi, hem de evliliğinizi kazanacak olmanız söz konusudur.

Unutmayın, kök ailenizle yakın ama saygılı, bağlara önem veren ama bağımlı da @olmayan ilişkiler kurmanız imkansız değil! Önce sizin buna inanmanız ve iç dünyanızda sizi engelleyen, duygularınızı çözümlemeniz gerekir.

 İçgörünüzü geliştirebileceğiniz anahtar sorular:

  • Kök ailenizle sınırlarınızı belirleme fikri sizde hangi duyguları uyandırıyor?
  • Kendinizi nasıl biri olarak algılıyorsunuz?
  • Sınırlarınızı, çerçevenizi belirleyince annenizin/ babanızın size dair nasıl düşünceler besleyeceğini düşünüyorsunuz?
  • Sınırlarınızı net ifade ederseniz, sonrasında neler olabileceğinden endişe ediyorsunuz?

“İlişki Dansı”

Nemesis Kitap

Uzm. Klinik Psikolog İlknur Yılmaz

Ataköy ofis iletişim: 05334515779