Mutlu ilişkiler ve evlilikler için altın formül: Duygusal iletişim

Mutlu ilişkiler ve evlilikler için altın formül: Duygusal iletişim

Eğer evliyseniz ya da bir ilişki içindeyseniz, ben en temel konunun iki tarafın da birbirinin duygusunu dikkate alması olduğunu düşünüyorum. Yani duygusal iletişim kavramını ben çok önemli buluyorum. İki kişi varsa, iki farklı dünya var aslında.

  • Alışkanlıklar,
  • Yetiştirilme tarzı,
  • Eğitim,
  • Karakter, vb gibi konulardaki farklılıklardan kaçınmak mümkün değildir.

O halde iki farklı dünya bir araya geldiğinde, isterlerse çatışabilecek pek çok konu bulabilirler.

Eşinizle anlaşabilmenin yolları

Haklı çıkmaya çalışmayın

Birlikte huzurlu, mutlu bir beraberlik isteniyorsa, haklı çıkmaya çalışmak ya da kendi bakış açısının doğru olduğunu kanıtlamaya çalışmak temel motivasyon kaynağı olmamalı. Yıllardır çift ve evlilik terapisi yapan bir psikolog olarak, bu konunun altını özellikle çizmek istedim.

Düşüncelerinizi değil duygularınızı konuşun

Anlaşmanın yolu düşünsel değil duygusaldır. Tabii ki, karşılıklı olması koşuluyla..“Ben bu kişiyle berabersem, onu seviyorsam, o bir konuyla ilgili mutsuzluğunu, üzüntüsünü, rahatsızlığını, öfkesini dile getirdiğinde o duyguyu anlamaya dönük olmalıyım. Yani, “Aman canım buna da üzülünür mü”, “Ne var ki bunda”, Bunu mu dert ediyorsun” demeden, yani kendi bakış açınızı referans almadan iletişime geçerek kaşı tarafın duygusunu onaylamış olursunuz ve tüm mesele hallolmuş olur. “Sen üzülmüşsün”, “Şu an çok kızgın olduğunu görebiliyorum” gibi partnerinizin duygusuna aslında sadece ayna tutarak ve “Senin yanındayım” diyebilmek bütün kapıları açar.

Duygulara saygı gösterin

Katılmasanız dahi, anlamasanız dahi, saygı göstermek ve duyguları kabul etmek karşı tarafa büyük bir rahatlama hissettirir. O da başka bir durumda sizin duygunuzu anlamak ister ve böylelikle aslında hem siz, hem partneriniz hem de ilişkiniz kazanmış olur!

Benim hem terapi seanslarımda hem de dışarıda gözlemlediğim çiftlerde, düşünsel tartışmalar çok fazla oluyor. Yani, her iki kişi de maç yapar gibi, kendi tarafını sonuna kadar savunuyor ve gerilim tırmanıyor. Anlaşmak bir tarafa dursun, bu yolu benimseyen çiftler bir süre sonra ilişki içinde yalnız hissediyor ve uzaklaşmalar, kopukluklar, iletişimden kaçınmalar baş gösteriyor. Aslında şu gözden kaçıyor: Dünya üzerinde her konuda aynı bizim gibi düşünen ve hisseden bir kişi daha yaşamıyor! Bu nedenle eşinizle ya da partnerinizle ilişkinizde sanki bunun olması gerekiyormuş gibi bir beklentiniz varsa onu bugün itibariyle değiştirmeniz yararlı olacaktır. Önemli olan her koşulda aynı fikre ve duyguya sahip olmanız değildir. Önemli olan kabuldür, onaydır, saygıdır. Eşinizin duygusunu kabul etmek sizin karakterinizden bir şey eksiltmez, sizi başka biri yapmaz.

İlişkiler üzerine çok satan bir kitap vardı, “Erkekler Marstan, kadınlar Venüsten” adında. Ne çok ses getirmişti. O kitabın da ana fikri aslında bu konuydu. Yukarıda belirttiğim farklılıklara ek olarak, sadece erkek ve kadın olmaya bağlı farklılıklarımız da hep var oldu ve var olacak.

Bizden farklı olanı, düşüneni, hissedeni kabul edebildiğimiz, sakin ve dingin ilişkiler dileklerimle,

Uzm. Psikolog İlknur Yılmaz

Dönüşüm Psikoterapi Merkezi, Ataköy /Bakırköy 

İstanbul

İletişim: 02126617887