Kişisel gelişim kitapları gerçekten işe yarıyor mu?

Kişisel gelişim kitapları gerçekten işe yarıyor mu?

Psikoterapi seanslarımda kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili danışanlarımdan sıklıkla duyduğum sözler ve sorular bana bu konuda yazma ihtiyacı hissettirdi. Kişisel gelişim kitapları her daim popülerliğini korurken, ruh sağlığı uzmanları olarak bizlerin bu konuya nasıl baktığını yazmak istedim.

Her dönem farklı iddialarla, farklı vaatlerle piyasaya çıkan birçok kitap, kendi iç dünyasıyla mücadelesi olan, çatışması olan, ya da hep daha iyisini olmak, yapmak adına hırsları olan kişiler için çok çekici bir sunumla kitap raflarına yerleşiyor. Bu kitaplar birçok şeye kavuşmanın, birçok şeyi halletmenin madde madde yollarını gösteriyor. Bu maddeleri izleyen herkesi güzel şeylerin beklediği varsayımı da çok temel bir nokta olarak göze çarpıyor. “….başarmanın 10 yolu”, “….yenmek artık çok kolay!” formatındaki kitap isimleri epey yaygın.

Öncelikle değişim ve dönüşümün kendine özgü bir süreci olduğunu belirtmeliyim. Bu sürecin yavaş yavaş, sindirilerek ilerlemesi gerekir. Herkesin yolu kendine özgü olmalıdır, çünkü her birimiz biriciğiz. Geçmişimiz, kişiliğimiz, duygulanımımız aynı değil ve belli şablonlara, kalıplara indirgenmek yerine her birimize özel yollar olmalıdır. Bize kendimizle ilgili düşünmemizi sağlayan her kaynak şüphesiz ki değerlidir. Farkındalığın artması, düşüncelerin uyarılması, izlenmesi bir yolun başlangıcı olabilir. Ama benim gözlemlediğim kadarıyla, bu tür kitaplar kişilerde bir “performans sergilenmesi”ne dönüşüyor ve okunulanlar hızla hayata geçirilmeye çalışılıyor. Hızın olduğu yerde ise stres ve kaygının belirmesi de kaçınılmaz oluyor. Yani kişiler bir an önce değişim istediklerinde ve bu tür maddeleri hızlıca uygulamaya çalıştıklarında birçok olumsuzluk zincirleme şeklinde meydana geliyor. Stres kaygıya, kaygı başarısızlığa, başarısızlık umutsuzluğa ve karamsarlığa dönüşüyor!

Pek çok şeyi bilmek sıkıntıları tek başına çözer mi? Öğrenilen her şey artık “halledilen meseleler” rafına mi konulur? Mesela, nasıl kilo verileceğini bilen kilolu kimseler, sıkıntısız, sorunsuz kilo veriyor mu? Cevap: Hayır. Bunun sebebi, kilo verme ve koruma sürecindeki kişinin psikolojik durumu, motivasyonu, çevresel koşulları gibi konuların da denklemin çok önemli birer parçaları olmasıdır. Bunun gibi, kişinin kendi hayatında tökezlediği, çatışma içinde olduğu konularla ilgili kitabi bilgiye hakim olması da bir başlangıçtır ama çözüm için, değişim için tek başına yeterli olmayabilir.

Değişim bu kadar kolay ulaşılır olsaydı psikoterapi ve biz psikologlar var olmazdık. Biz hep bir terapi “süreci”nden söz ederiz. Zamanla, adım adım yapılan bir yolculuktur bu. Herkesin bizlere ulaşma şansı olmayabilir, bu nedenle, eğer kendinizle ilgili hedefleriniz varsa, yukarıda belirttiğim noktaları hatırlamanız yararlı olabilir.

İyi dileklerimle,

Uzm. Klinik Psikolog İlknur Yılmaz Aytaç
Dönüşüm Psikolojik Danışmanlık Merkezi Bakırköy/İstanbul